to top

Bize ulaşın +90 (553) 265 79 76

Makale Detay

KUBAT AVUKATLIK ve DANIŞMANLIK BÜROSU
fazla-mesai-surecleri

Fazla Mesai

YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA FAZLA MESAİ (ÇALIŞMA) ALACAĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ

 

Fazla mesai alacağı, bir iş yerinde çalışan personelin günlük olağan çalışma saatinin üzerinde çalıştığı saatlere karşılık hakkedilen işçilik alacağıdır. Bu yazımızda fazla mesai alacağını Yargıtay kararları ışığında değerlendireceğiz.

·         Fazla mesai alacaklarında denkleştirme tarafların bu hususta karşılıklı olarak anlaşması ile uygulanır. Denkleştirme uygulanan işyerlerinde, en fazla kırk beş saat olabilen haftalık normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine farklı şekilde dağıtılması durumudur.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 01.03.2018 tarihli, 2017/10355 Esas ve 2018/4649 sayılı kararı; “Günlük çalışma süresinin 11 saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağını ve zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.” şeklinde tanzim edilmiştir.

·         Fazla mesai yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatlamak zorundadır. İşçi fazla çalışma yaptığı yönünde ki iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Fazla mesai alacaklarının ödendiği yönünde ki iddiayı ispat etme yükü ise işverene aittir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 25.06.2014 tarihli, 2013/10617 Esas ve 2014/19175 sayılı kararı; “Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.” şeklindedir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 02.07.2019 tarihli, 2017/23154 Esas ve 2019/14765 sayılı kararı; “İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.” Şeklinde düzenlenmiştir.

 


 

·         Fazla çalışma ücretinden indirim, fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve alacak miktarının yüksek çıkması halinde söz konusu olmaktadır.  Yargıtay’ın hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği görüşü son yıllarda istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.

 

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.12.2018 tarihli, 2015/22-2360 Esas ve 2018/1904 sayılı kararı; “Dosya içeriğine göre, fazla mesai ücreti alacağı, davacı tanıklarının beyanları dikkate alınarak hükme bağlanmıştır. İşçinin hastalık, mazeret izni gibi sebeplerle işe devam etmediği günlerin olabileceği değerlendirilerek, fazla mesai ücretinde mahkemece alacağın 1/3’ünden az olmamak üzere indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” şeklindedir.

 

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 05.02.2010 tarihli, 2008/14590 Esas ve 2010/2297 sayılı kararı; “Fazla çalışma ücretinden indirimi öngören bir yasal düzenleme olmasa da, bir işçinin günlük normal çalışma süresinin üzerine sürekli olarak fazla çalışma yapması hayatın olağan akışına aykırıdır. Hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle belirtilen şekilde çalışılamayan günlerin olması kaçınılmazdır. Böyle olunca fazla çalışma ücretinden bir indirim yapılması gerçek duruma uygun düşer. Fazla çalışma ücretinden indirim, taktiri indirim yerine, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davacı tarafın kendisini avukat ile temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Ancak, fazla çalışmanın taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.” şeklindedir.

 

 


Yorumlar (0)


Yorum yazın

KUBAT AVUKATLIK ve DANIŞMANLIK BÜROSU

KUBAT AVUKATLIK ve DANIŞMANLIK BÜROSU
Strazburg cd. no: 16/6 Sıhhiye/Ankara

+90 (553) 265 79 76
info@kubathukukburosu.com

Makalelerimiz

Bilgi ve birikimlerimizden faydalanabilmek için, makalelerimizi inceleyebilirsiniz.

Makaleler