TAM YARGI DAVASI
TAM YARGI DAVASI
Tam yargı davası, idarenin herhangi
bir işlemi, eylemi veya ihmali nedeniyle zarara uğrayan kişinin maddi ve manevi
zararının tazmini amacıyla açtığı bir idari dava türüdür.
İlgililer haklarını ihlal eden
bir idari işlem dolayısıyla doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve
tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi daha önce açılmış iptal davasının karara bağlanmasından sonra da
açılabilir.
İdare,
kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen
zararlar tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan
zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz
sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde "İdari
eylemlerden haklan ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu
eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten
itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili
idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu
isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini
izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap
verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi
içinde dava açılabilir" hükmü yer almaktadır.
Anayasa'nın 125. maddesinin 1. fıkrasında;
idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu
belirtildikten sonra son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerden
doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdarenin sorumluluğu, kusurlu
idari faaliyetlerden kaynaklanabileceği gibi, İdare Hukukunun kendine özgü
ilke ve esasları çerçevesinde kusursuz sorumluluktan da kaynaklanabilir. İdare
hukuku kuralları çerçevesinde öncelikle hizmet kusurunun bulunup
bulunmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk
ilkesine göre zararın tazmin edilip edilemeyeceğinin belirlenmesi;
dolayısıyla idari eylemlerden doğan zararın, hizmet kusuru veya kusursuz
sorumluluk ilkeleri uyarınca tazmini gerekmektedir. (Danıştay 10. Dairesi’nin 04/06/2010
tarihli, 2010/749 Esas ve 2010/5192 sayılı kararı) Belirtilen kusursuz
sorumlulukta; idarenin kusuru aranmayıp, meydana gelen zarar ile idarenin
eylemi/işlemi arasında illiyet bağı bulunması yeterlidir. Hizmet kusurunda ise idare kamu hizmeti
görürken mevzuat hükümlerine aykırı davranışla kamu hizmetinin; hiç
işlememesine, geç işlemesine, kötü işlemesine neden olması ve oluşan zararla
idari eylem arasında nedensellik bağının olması gerekmektedir.
Tam yargı davası çeşitleri; tazminat davası niteliğindeki tam yargı
davası, istirdat davası niteliğinde tam yargı davası, vergi davası niteliğindeki tam yargı davası
ve idari sözleşmelerden doğan tam yargı davası olmak üzere dört başlık altında
toplanmıştır.
Tam yargı davasına bakmakla
görevli idari mahkemeler; İdare mahkemesi, Vergi mahkemesi, Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay' dır.