TAPU KAYDININ DÜZELTİLMESİ
TAPU KAYDININ
DÜZELTİLMESİ (TAPU TASHİHİ) DAVASI
Türk Medeni
Kanunu’nun 1027. maddesi ile Tapu Kaydının Düzeltilmesi (Tapu Tashihi) davaları
düzenleme alanı bulmuştur. Anılan madde hükmü; “İlgililerin yazılı
rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme
kararıyla düzeltebilir. Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin
yapılması biçiminde de olabilir. Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını,
Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelik uyarınca re ‘sen düzeltir.” şeklinde
düzenlenmiştir.
Tapu Sicil Tüzüğü’nün Resmî Gazete’de
yayımlayarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihinden sonra, davacının,
mahkemeye müracaat etmeden, öncelikle ilgili müdürlüğüne aşağıda açıklanan
prosedüre uygun şekilde başvurması, eğer bu talebinde istediği sonucu alamazsa
daha sonra mahkemeye başvurulması zorunluluğu getirilmiştir.
Zira Tapu Sicil Tüzüğü’nün 75. Maddesi
“Kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve
baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hataları ilgilisinin başvurusu üzerine;
(1) a) Senetsizden tespitlerde; nüfus kayıt örneği
ve taşınmazın bulunduğu belediye veya muhtarlıktan alınarak fotoğraflı ilmühaber,
b) Kayda dayalı tespitlerde; dayanağı kayıt ve
belgeler, incelenmek ve gerektiğinde tanık ve varsa tespit bilirkişileri
dinlemek ve zeminde inceleme yapmak suretiyle istemin gerçek hak sahibinden geldiği
belirlenirse, istemin yevmiye defterine kaydedilerek düzeltileceği;
(2) Zemin incelemenin, kadastro müdürlüğü
teknik personeli ile birlikte yapılacağı ve inceleme neticesinde teknik rapor düzenleneceği,
zeminde incelemede, komşu parsel malikleri, muhtar ve diğer ilgililer dinleneceği;
vergi kaydı ve diğer her türlü̈ bilgi ve belgeden yararlanacağı,
(3) Tapu sicilindeki bilgilerin güncellenmesi ve
eksikliklerin giderilmesinde de yukarıdaki fıkraların uygulanacağı ve
(4) Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri
için müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu olduğu belirtilmektedir.”
şeklinde düzenlenmiştir.
Yine aynı tüzüğün 26. maddesine göre ise
mevzuat ve bu Tüzükte yer alan hükümlere uygun olmayan ve 4721 sayılı Kanunun
1011 inci maddesine göre geçici tescil şerhine de imkan bulunmayan istemlerin
geciktirilmeden, gerekçesi itiraz yeri ve suresi de belirtilmek suretiyle reddedileceği,
ret kararının, istem sahibine elden veya 11.2.1959 tarih ve 7201 sayılı
Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ̆ edileceği ve ret kararına, tebliğ̆
tarihinden itibaren on beş̧ gün içinde müdürlüğün bağlı bulunduğu bölge
müdürlüğüne, bölge müdürlüğünün kararına karşı da tebliğ̆ tarihinden
itibaren on beş̧ gün içinde Genel Müdürlüğe itiraz edilebileceği belirtilmektedir.
Tapu Sicil Tüzüğü gereğince öncelikle tapu
müdürlüğüne başvurma zorunluluğu getiren yasal prosedür izlemeden doğrudan
dava açıldığından, davanın usulden reddedilmesi söz konusu olacaktır. (Yargıtay
1. Hukuk Dairesi’nin, 13.05.2014 tarihli, 2014/8529 Esas ve 2014/9722 sayılı
kararı)
Tapu kaydının düzeltilmesi davasının açılması durumunda görevli mahkeme Sulh
Hukuk Mahkemeleri yetkili mahkeme ise taşınmazın
bulunduğu yer mahkemesidir. Tapu kaydının düzeltilmesi davasında
hasım olarak taşınmaz kaydının bulunduğu Tapu Sicil Müdürlüğü gösterilmelidir.
“Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile
mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk
Medeni Kanunu’nun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin
topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün
ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde,
ortaklardan herhangi biri de tek başına tapuda miras bırakanla ilgili olarak düzeltme
isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye
dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye
dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması
gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı,
kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer
vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan
yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte
getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı
kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı
sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile
bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da
istenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı
ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat
oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında
dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme
ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık
sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.” (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 14.04.2011
tarihli, 2011/3313 Esas ve 2011/4943 sayılı kararı)