TRAFİK KAZASI AÇILABİLECEK DAVALAR
Trafik kazalarının terör
eylemlerinden daha çok can aldığı ülkemizde hiç trafik kazası olmamasını
temenni ediyoruz. Ancak 2017 yılı verilerine göre; Türkiye’de 825.561 trafik
kazası gerçekleşmiş ve bu kazalar neticesinde de 5.007 kişi kaza yerinde hayatını
yitirmiş ve 189.057 kişi de yaralanarak malul hale geldiği bir istatistiki
veridir. Bu gerçekten hareketle ülkemizde kazalar olmuştur ve bu kazalar
neticesinde de vefatlar meydana gelmiştir. Ölüm sonrası vefat edenin
desteğinden yoksun kalanların tazminat hakları bulunmaktadır. Kazadan sonra
vefat meydana gelmesi halinde vefat edenin geride kalanlarının tazminat
haklarını aramasında profesyonel bir destekle bu süreci atlatması faydalarına
olacaktır. Ancak ne yazık ki ülkemizde insanlar birçok konuda olduğu gibi
böylesine acı bir olay da dahi hukuk bilmeyen kimseler tarafından istismar
edilerek haklarının gasp edilmesine neden olmaktadırlar. Ayrıca vatandaşlarımız
vefat sonrası sorumlulardan talep edebilecekleri bir takım haklara sahip
olduklarını bilmemekte bu sebeple bir kez daha mağdur olmaktadır. Bu
mağduriyetin yaşanmaması için doğru hukuki bilginin ve tazminat hukukunda uzman
bir hukukçudan görüş almanın geri kalanların hak kaybına uğramaması açısından
elzem olduğunu bir önemine istinaden bir kez daha vurguluyoruz.
Bu nedenle sadece Sigorta şirketine
başvuru yolu ile zarar tazmini yerine tüm hak ve taleplerinizin (tazminat,
defin gideri, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat) mahkeme
kanalı ile açılacak olan davada Yargıtay kararları doğrultusunda tam olarak
hesaplanması için haklarınızın alınması yolunu tercih etmeniz sizlerin yüksek
menfaatine olacaktır. Öncelikle bir avukattan hukuki görüş alarak ilerde
yaşanacak hak kayıplarının önüne geçebilirsiniz. Zira sigorta şirketlerinin ve hukuk
bilmeden aracılık faaliyeti yürüten kimselerin ile mahkeme sonucunda ödenen
tazminat meblağları arasında her zaman çok büyük farklar ortaya çıkmaktadır. Bu
nedenle bilgi edinmenin bir zararı olmayacağından hareketle daha önce sizin
adınıza bir takım tazminatlar alınmış olsa dahi halen hakkınız olan tazminat
kalemlerinin bulunduğunu değerlendirerek tazminat hukukunda uzman bir
hukukçudan yardım almanızı öneriyoruz. Çünkü nasıl ki gerçekte doktor olmayan
bir kişi tarafından muayene edilmek size faydadan ziyade zarar verecek ise
hukuku bilmeyen ya da yanlış bilen kişilere haklarınızın savunulmasını emanet
etmeniz de faydadan ziyade zarar meydana getirecektir. Bu ön bilgileri
paylaştıktan sonra, aşağıda ölümlü bir trafik kazası halinde halk arasında kan
parası, diyet, sigorta parası gibi isimlendirilen destekten yoksun kalma
tazminatını, manevi tazminatı ve diğer maddi tazminat kalemlerini inceleyelim.
NETİCESİNDE ÖLÜM
MEYDANA GELEN TRAFİK KAZASI SONRASI NE YAPILMALI?
Ölümlü bir trafik kazası meydana
geldiğinde kazanın tek taraflı mı çift taraflı mı olup olmadığı çok önemlidir.
Buna göre kusur durumu belirlendikten sonra vefat edenin desteğinden yoksun
kalarak zarara uğrayan kişiler sorumlulardan tüm zararlarını talep edebileceklerdir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu`nun 53.
maddesi hükmünce Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
“1.
Cenaze giderleri.
2.
Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından
ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
3.
Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.”
Doğru hukuk yolunu izleyerek
yukarıda zikredilen tazminat kalemlerinin tazmini gerekir. Bu maddeye dayanan
hakkın özelliklerinden biri de ölenin kişiliğine bağlı olmayıp vefat sonrası
vefat edenin desteğinden mahrum kalan kimselerin şahsında doğmasıdır. Destekten
yoksun kalma tazminatının yasal dayanağını oluşturan 53. madde ile destekten
yoksun kalanların tazminat hakkını doğuran ölüm olayından önceki sosyal ve
ekonomik yaşayış düzeylerini, ölümden sonrası için de aynı düzeyde tutabilmek
amacıyla destek verenin sağ olması durumunda olacağı destek miktarı dikkate
alınarak hesaplanacak bir tazminata hak kazandırılmaları hedeflenmektedir.
Kanun koyucu Türk Borçlar Kanunu’nun 53 ve devamı maddeleri ile trafik
kazasında vefat meydana gelmesi durumunda doğan hak kayıplarını koruma altına
almaya çalışmıştır.
KİMLER DAVA
AÇABİLİR ?
Kimlerin dava açabileceği destekten
yoksun kalma tazminatında büyük önem arz etmektedir. Uygulamada bu noktada
hukuk bilmeyen kimselerin hatalı yönlendirmeleri ile hak sahibi olan kişilerin
haklarının olmadığı ifade edilmekte ve bu hata ile hak sahipleri haklarını
alamamaktadırlar. Kaza sonucu ölüm meydana geldi ise vefat edenin vefatı ile
maddi ve manevi zarar gören yakınları, annesi, babası, eşi, çocukları,
kardeşleri, nişanlısı, resmi nikah olmamakla beraber imam nikahlı olduğu eşi ve
bakım ve desteği altındaki kişiler maddi ve manevi zararlarının tazmini için
dava açma hakkına sahiptirler.
NELER TALEP EDİLEBİLİR
?
Trafik kazalarında meydana gelen
ölüm sonrası maddi ve manevi tazminat hakları doğmaktadır. Ortaya çıkan maddi
ve manevi zararların yanında zarar gören kişinin tedavisinden kaynaklanan veya
ölüm halinde defin masraflarını da talep edilebilir. Hatta araçta meydana gelen
zararlar ve araçta bulunan eşyanın uğradığı zararın da tazmini mümkündür.
Borçlar kanunumuzun 49 ve devamı
maddeleri uyarınca vefat edenin mirasçıları ve desteğinden yoksun kalan diğer
kimselerin talep hakları saklıdır. Trafik kazası sonucunda ölüm olayı
gerçekleşmişse; Mirasçıları, ölenin desteğinden yoksun kaldıklarından destekten
yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin masraflarını talep edebileceği gibi,
ölenin, ölümü nedeniyle duydukları elem, acı ve üzüntü nedeniyle manevi
tazminatta talep edebilirler.
KAZAYA SEBEBİYET
VEREN ARACIN ŞOFÖRÜNE KARŞI YOLCULAR TAZMİNAT DAVASI AÇMADAN TAZMİNAT TALEP
EDEBİLİRLER Mİ ?
Burada yolcuların araç şoförüne veya araç
sahibine dava açma hakları bulunmaktadır. Ancak uygulamada çoğunlukla ailevi
nedenlerle araç şoförüne dava açılmak istenmemektedir. Peki böyle bir durumda
sigorta şirketine karşı dava açılabilecek midir? Bu soruya rahatlıkla evet
cevabı verebiliriz. Rücu şartlarının olmaması kaydıyla kusurlu aracın sürücüsü
tarafından herhangi bir ödeme yapılmadan meydana gelen zararın sigorta şirketi
tarafından karşılanması sağlanabilir. Bu noktada uzman bir hukukçunun rücu
durumlarını irdelemesi ilerde doğma ihtimali olan olumsuz durumların doğmasına
engel olacaktır.
Sigortanın türüne göre talep
edilecek zarar da değişmektedir. Zira ihtiyari mesuliyet sigorta ile Zorunlu
Mesuliyet sigortalarının kapsamları farklı olduğu gibi Zorunlu Ferdi Koltuk
Sigortası da farklı zararları karşılamaktadır.
Vefat halinde ölen bekar ise
özellikle anne ve babasının yaşı, evli ise eşinin ve çocuklarının yaşı ile
evlenme şansı tazminat miktarının hesabında önem kazanmaktadır. Destekten
yoksun kalma tazminatında vefat edenin sağ olan yakınlarının tespiti ve
tazminat hakkı olanlar adına eksiksiz dava açılması tam olarak zararın tazmini
noktasında pek önem arz etmektedir. Destekten yoksun kalma tazminatı bakımından
diğer önemli bir husus vefat edenin geliri ve kazanın iş kazası sayılıp sayılmayacağıdır.
Bu nedenle iş saatleri içerisinde seyahat ederken trafik kazası geçirerek ölen
kişilerin desteğinden yoksun kalanların bu hususta bilgi edinmek için trafik iş
kazası kapsamında dava ve talepte bulunması gerekmektedir. Bu noktada kapsamlı
bilgi edinmek için trafik iş kazası ile ilgili makalelerimizi
inceleyebilirisiniz.
VEFATA SEBEBİYET
VEREN SÜRÜCÜNÜN CEZAİ SORUMLUĞU
Karayolları Trafik Kanununa veya
Karayolları Trafik Yönetmeliğine aykırı hareket edenler hakkında trafik polisi
veya kimi durumlarda yetkili Cumhuriyet Savcısı tarafından yürürlükte olan
Trafik Cezası Hükümleri doğrultusunda idari para cezasına hükmedilir. Bunların
yanı sıra trafik kazası neticesinde meydana gelen ölüm olayları neticesinde
ilgili Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davası açılır. Vefata sebebiyet veren
kişi eğer kastı bulunmamakta ise taksirle öldürmeye ilişkin 5237 Sayılı Türk
Ceza Kanunu’nun 85. maddesi kapsamında yargılanacaktır. İlgili 85. madde “Taksirle bir insanın ölümüne neden olan
kişi, (Değişik ibare: 5328 – 31.3.2005 / m.3) “iki yıldan” altı yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da
bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin
yaralanmasına neden olmuş ise, kişi (Değişik ibare: 5328 – 31.3.2005 / m.3)
“iki yıldan” onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde
düzenlenmiştir. Ceza yargılamasının tazminat hukukundaki kusur durumuna etkisi
de dikkate alındığında; alınacak destekten yoksun kalma tazminatı davasını
yönetecek olan avukatın takip etmesi büyük önem teşkil etmektedir.